bugün

entry'ler (23)

telefoncu ekrem ii

Tecavüzle ilgili girdiği birkaç entryi üşenmeden ilgili yerlere bildirdiğim yazar.

Kurmaca olduğu belli olan entrylerle kendi pis bilinçaltını alenen gözler önüne sermektedir.

zara

kurdan dolayı fiyatları uçup gitmiş marka.

şu sıra indirimde olmasına rağmen 1 kaban, 2 ayakkabı ve eldivene yaklaşık 1000 tl verdim. başka bir alternatifi var mı? yok.

kendi kendimize yapıyoruz aslında bunu zira bizde ya fason üretim var ya da markalaşabilecek potansiyelde ama götü kalkık hazır giyimciler. iyi tasarımı iyi kaliteyle çıkarsalar da buradaki a plus müşteriyle arap pazarını hedefliyorlar. dışa açılmayan kendi halinde markaların da fiyatları zarayla yarışıyor ki bunların da kalitesi yerlerde. yani gariban türk halkı yine zaraya mecbur.

Edit: koton’da polyester, naylondan bozma ve renk veren kabanlara 200 tl verenler eksiliyor.

benedict cumberbatch

erkekler üzerindeki toplumsal baskıyı artıran iyi giyimli aktör. peşinden soğuk, kibirli, zeki ve sosyopat olduğuna inanmak isteyen bir güruh türemiştir ayrıca.

görsel

görsel

neyse yeni filmi 1917‘nin senaryodan fiyasko olma ihtimali var göründüğü kadarıyla. ama yine sayesinde çok konuşulacak.

brexit gibi bir faciaya bile çok yakıştın be adam ama artık cayır cayır seviştiğin sahneler görmek istiyoruz ya. benedict, tobias menzies vs. bazı ingiliz aktörlerin sadece yakışıklılığına hayran bir ev hanımı kitlesinden ve mıç mıç hikayelerden uzak durmak istemelerini anlıyorum ama çok yaş almadan da el atsa şu işe hiç fena olmaz.

tanrım.

görsel

hey yakışıklı kant sever misin

ilgili ilgisiz her yerde hızla “ağır kantçı” olarak mimlenen bir dişinin kendisini doğal seçilimin kollarına bırakmadan önce sorabileceği soru.

brexit

Heyecanlı bir gece yaşatandır.

yine tabi liberal ingiliz çomarına kızmaktan cağnım iskoçya'nın düşeceği duruma üzülemiyorum. çünkü liberal her yerde liberal.

türk usülü bir sosyo-latte olarak şahsen bir ingiliz liberali olsam swinson'ı veya brexit'in kendisinden önce corbyn hükümetini dert edinirdim kendime. ki 3 parti arasında ayırt edici bir fark bulunmadığını düşünenlerden olmama rağmen diyorum bunu çünkü aklı izanı yerinde bir liberal buna göre oy kullanır sosyalist bir ingiltere istenmiyorsa eğer. ayrıca yaklaşan seçim için corby ve tory brexiti nasıl oynar -diğer senaryo için tabi- çok ciddi hassas bir konu. öyle olmalı yani. ama liberal her yerde liberal işte.

hayattan beklentiniz

Tolere etmeyi edilmeyi gerektirmeyen herhangi bir alan. ister dünyayı sarsın ister odamda kalsın.

edgy laik boi

Bana özel mesajdan “yerini bil dişi 100 yıl önce zincirle satılıyordunuz” diye atar yapan ara form.

Kendisine az da olsa evrim anlatmaya kalkıştığım için çok pişmanım, evet.

erkeklerin bakire kadın aramalarındaki asıl sebep

ayılıktır, barzoluktur.

buna tercih diyenin de aklı izanı yoktur kusura bakmayın. senin “tercih” deyip doğal seçilimle açıklayamadığın her şeyin zebellah gibi toplumsal sonuçları var. nasıl ki kadına şiddet aile içi sorundan ziyade bir sistem sorunu, bu da öyle. esmer beğenmenin, bakire istemenin onu istemenin bunu istemenin leş yiyici yaşamanın toplumsal sonuçları var kardeşim anla artık şunu. senin bu kökü belli olmayan kibrin kök koparıyor anla. hem kadınların hem erkeklerin tepesine çok ağır bir sosyolojik baskı olarak çöküyor.

bakire istiyorum diye dolanıp “ama kadınlar zengin istiyor” diye ağlanıyorsun, bir düşün gerizekalı kardeşim. bakire istiyorum diye dolanıp “bu kadınlar niye kezban niye manyak” diye ağlanma artık. eline sopayı taşı alıp hayvana atmak ilk senin cinsinin aklına geldi. o nedenle gücün tanımı değişti diye ağlanma ya da kadın üzerinde yarattığın sosyolojik baskıya son ver.

el birliğiyle bu toplumun psikolojisini bozuyorsunuz. sevişmeyi kadına ceza gibi gören erkekler yarattınız. sevişmeyi erkeğe lütuf gibi gören kadınlar yarattınız. makasın arasındaki kesim heba oldu sinir hastası oldu.

tekrar ediyorum bu bir sistem sorunudur. hayatınızın kişisel alanını ilgilendiren her şey, yüzleşemediğiniz her kimlik siyasi alanın da sorunudur.

simay rasimoğlu

Gayet güzel kadındır.

‪Her sene çıkıp bir mavi kenafir göze verecekler birinciliği diye bekleyenleri anlamıyorum. Kafamıza kaktıkları o güzellik algısını dönem dönem böyle değiştiriyorlar işte beyin cerrahisi mi anlamadım ki? ‬

sözlük yazarlarının itirafları

Ayıya inatla laf anlatma sendromunu bir türlü yenemiyorum. Ülke ve dünya genelinde hemen her platformda aktif olarak fikir beyan ediyorum, tepki veriyorum, insan harcıyorum. im dat.

sözlük kızlarının bel ölçüleri

Az olmayan bir kiloya rağmen hafta itibariyle 63 cm olan ölçüdür.

Bel ve mide bölgesinde Kas seğirmesi yapabilir. Sonra doktorlar vücudunuz hakkında ileri geri konuşabilirler aman dikkat.

susamam

hüngür hüngür dinlediğim şarkı.

kendimi bildim bileli rap dinleyicisiyim, işin doğasını iyi bilirim. şarkı insanı politize olmaya, uzlaşmamaya, teyakkuza çağırıyor. bunu anlatırken de sana retorik yapmak zorunda değil adam. o suçluluk duygusunu başına vura vura oraya yerleştirmek zorunda çünkü.

çünkü bu kadar aleni, doğal, cesurca olmalı karşı tavrımız.

çünkü güzellikle geri vermeyecekler.

bugün algılandığı ve var olduğu şekliyle ne hukuk sistemi ne kadın meselesi ne de başka bir mesele doğrudan kurtuluş veya eşitlikle uyumlu değil. bunların uğrayacağı tarihsel gelişime katkıda bulunacak her şeyi kollamak zorundasınız. çünkü bırakın bir sınıfı ülkedeki herkes vahşi bir yasal siyasal saldırıyla karşı karşıya. hayatın boyunca sığır gibi suya sabuna dokunmasan bile bu kabız ülke siyasetinin yarattığı yetiştirdiği insan senin tepene çökecek bok gibi bir sosyolojik yapının nişanesi olarak beliriverecek yanı başında.

her şey bir tartışma yaratmak ve geliştirmek zorunda değil. bazen soğuk su çarpar gibi öylece çarpmak lazım insanın suratına. zaten şarkıda bahsi geçen bazı konuların kendi içinde bile çok az bir dinamizmi var, bazıları ise güncel ve şiddetli bir zorlanmanın içinde. kalkıp sana retorik yapacak değil.

edit: ayrıca buna rant diyen adamların tıynetini hepimiz çok iyi biliyoruz. bu ülkede çocuk öldürüyorlar. malımızı mülkümüzü yağmalıyor herifler. gerekli tepkiyi veren herkesin çıtasını düşürmek istiyorsunuz çünkü şovenist, devletçi ve iğrençsiniz.

içimden şu zalim şüpheyi kaldır

“Sen ol küçük bir kıvrımdan, bir heceden

aşk için bir vaha değil aşka otağ yaratan

sen ol zihnimde yüzen dağınık şarkıları

bir harfin başlattığı yangın ile söndür

beni bir ses sahibi kıl, kefarete hazırım

öyle mahzun

ki hüzün ciltlerinde adına rastlanmasın.”

Mısralarıyla insanın canına okuyan ismet özel şiiridir.

kitabı altını çizerek okumak

siygisizlik gibi giliyir kitibi yipritimim.

hayatında inceleme türünden hiçbir şey okumamış, akademiyle yolu kesişmemiş olanların gücüne gidendir. bilim dünyası otobüste metroda kıçınızı 130la yayıp alakadar olabileceğiniz okumalar üretmez.

çok sinirlendim çok doluyum. evet.

buraya yazdığınız yazıları babanızın okuması

çok da sıkıntı yaratmayacak durumdur. eski hesapları baz alırsak birinde ciddi şekilde utanacağım 2 entry var. son derece sert lakin bir o kadar hatalarla dolu olduklarından muhtemelen açıklamam zor olurdu.

koyu renk göz makyajı

2-3 sene önceye kadar her sabah okula/işe gitmeden yaptığım hede. son ortadoğulu zevkimdi kendisi. iyi azimmiş, yine seviyormuşum bu hayatı. şimdilerde sadece ruj ve ve hafif bronzerla çıkıyorum.

pilates

3 dersten sonra hala iç ölümü geçirmeyip buna gidebilen varsa net babaannedir. spordan sayamıyorum bunu.

böyle sıkıcı bir aktivitede daha bulunmadım. nasıl bir varoş ruhu varsa bende öküz yükü kadar ağırlık çekmeden kaldırmadan kan ter içinde kalmadan bir şey anlamıyorum.

pilateste tabii hoca biraz daha önemli. sıkılmamak için imdat deyip kaçırtan bir hocanız olması gerekiyor ama herkes genelde gidilen salondaki grup dersine katılmak suretiyle yaptığı için o kadar da tatminkar ilerlemiyor. o nedenle tamamlayıcı olmaktan öteye gidemiyor.

aşırı anksiyeteden sonra gelen boş vermişlik

“Her bahar öncesinde kardelene dönüşmeyi, kopmayı koparılmayı anlat.” Sözünü akla getirir.

asosyallik

sosyalitesini tamamen kendine yönlendirmiş ve değişik tüketim alışkanlıkları olan kimselerin de içinde sanıldığı durum.

insanı en çok yoran şey

gündelik aktivitelere istinaden sorulan "neden" sorusu.